Emniyet Kemeri ve Reklam

2 yorum:

CARTOONIST and GRAPHIC DESIGNER FARUK CAGLA dedi ki...

Çok başarılı bir reklam. Türkiyede böyle TV reklamları yapılmıyor yapılamıyor. Bunun nedenini Şu linkte ;
http://www.grafikerler.org/grafikerlerin-yasadiklari-sorunlar/6198-bir-yasli-grafikerden-anilar-6.html#post97931

şöyle açıkladım:

Yıl 2001, CNN Türk kanalında Soru-Cevap adlı program yayınlanıyor. Ben de PC başında hem iş yapıyorum hem de göz ucuyla bu programı seyrediyorum.

Programın konusu; Reklamcılık ve reklam ajansları...

Konu bu olunca işi gücü bıraktım daha dikkatli izlemeye başladım. Program konuğu o zamanki Reklamcılar Derneği başkanı bir hanımefendi. (adı bende gizli, özel olarak soran olursa söylerim)

Sunucu çeşitli sorular soruyor, bu hanım cevaplıyor. Derken, sunucu; izleyiciler de sorabilir, buradan cevap verebiliriz deyince, hazır bilgisayar önümde açıkken, 3-4 tane soruyu peş peşe yazdım e-mail olarak yolladım.

Sorular aklımda kaldığı kadar şöyleydi;
1-Türkiyedeki reklam Ajanslarında kreatif direktörler genellikle metin yazarlarından çıkıyor da art direktörlerden çıkmıyor nedendir?
2-Türkiyede TV reklamlarında genellikle söz, gözden önce geliyor. Mesela; görsel efektleri güçlü TV reklamları değil de, sözel metni ön plana çıkaran radyo reklamı gibi olan Tv reklamları yapılıyor. Türklerin yaptığı TV reklamlarını TV yi seyretmeden filmi görmeden banyodayken dinlesek anlayabiliyoruz, ama yabancıların TV reklamlarında hem söz çok az, hem de görmeden anlayamıyoruz. Nedendir?
3-Bu durumun bizde kreatif yönetmenlerin metin yazarlarından çıkmasının etkisi yok mudur? Türkiyede sözel kültür görsel kültürün önündedir, bunun bir etkisi var mıdır?
4-Türk sinemasında da durum aynıdır, karnına bıçak saplanan kişi, şimdi ölüyorum der, oysa öldüğü zaten açıkça bellidir, seyirci daha iyi anlasın diye ayrıca ölüyorum demenin ne alemi vardır? Türk TV reklamcılığı biraz da buna benzemiyor mu?
5-Siz reklamcılar derneği olarak örgütlenmişsiniz. Karşınızda reklam Çalışanları DERNEĞİ veya SENDİKASI olmasını DEMOKRATİK DENGE açısından kabul eder ve ister misiniz?

Altına imzamı "Faruk Çağla art direktör" olarak attım, maili yolladım.

Gözümü ve kulağımı dört açarak dinliyorum, milletin soruları okunuyor, sıra bana gelmiyor. Çıldıracağım...

Derken, sunucu İstanbuldan Faruk beyin soruları da şöyle, diyerek ilk 3 sorumu okudu...

4 ve 5 no lu sorularımı sansürlediği gibi soyadımı ve mesleğimi de söylemedi...
Habercilik ahlakına bakınız... Faruk bey diyor, hangi Faruk bey? (Oysa Hulki Cevizoğlu'na bir başka programda sorduğum sorularda İstanbuldan grafik tasarımcısı Faruk Çağla'nın sorusu şöyle diyordu. Haberci ahlakı budur.)

Sayın hanımefendinin cevapları yüzde doksan şöyle idi;

(devamı yukarıdaki linkte)

Faruk Çağla
www.farukcagla.com

CARTOONIST and GRAPHIC DESIGNER FARUK CAGLA dedi ki...

Devamı;

Sayın hanımefendinin cevapları yüzde doksan şöyle idi;
"Ay bu izleyicimiz çok dikkatli.Kreatif direktörlerin genellikle metin yazarlarından çıktığı konusuna hiç dikkat etmedim, öyle midir bilmiyorum. Elbette metin yazarlığından gelen kreatif direktörler de vardır ama, mesela ben kendi ajansımın kreatif direktörüyüm ve ben müşteri temsilciliğinden gelip kreatif direktör oldum. Bu yüzden Kreatif direktörler metin yazarlarından çıkar gibi bir genelleme yapmak sanırım yanlış olur.

TV reklamlarımızın radyo reklamları gibi olmasına gelince, herhalde müşteri böyle istiyordur, yoksa bir reklam ajansı durup dururken radyo reklamı gibi TV reklamı niçin yapsın ki? Reklamverenlerin eğitim ve kültür durumuyla alakalı bir şey bu, bir de tabii müşteri hedef kitlesiyle alakalı."

O programın bant kayıtlarını bulabilsem de size gösterebilsem, yüzde doksan böyle söyledi koskoca reklamcıların koskoca başkanı.

Cevaplarını iyice okursanız göreceksiniz ki; ben çalıştığım ajansta müşteri temsilcisiydim, elimde değerli müşteriler vardı, kendim ajans kurdum, başına geçtim, pazarlamacıyken yaratıcı yönetmen (kreatif direktör) oldum, dediği ortaya çıkacaktır.

Demek ki müşteri ilişkilerinde de YARATICI olursan YARATICI YÖNETMEN olabiliyorsun. Ama bir şartla; AJANSIN SAHİBİ OLURSAN.

Buradan hareketle diyebiliriz ki; AJANS SAHİPLERİ isterlerse Kreatif direktör, isterlerse art direktör olabiliyorlar.

Şimdi diğer konuya gelirsek; Türkiye'deki TV reklamlarının radyo reklamı gibi sözel ağırlıklı olup görsel ağırlıklı olmamasının kabahati asla ve asla reklamcının değilmiş, bütün suç müşterininmiş.

Bayan demek istiyor ki; ne yapalım, müşteri böyle istiyor! (Yani ajans, para kazanmak uğruna müşterinin emir eri olabilir. Yani; doğru reklamı değil, müşterinin beğeneceği reklamı yapabilir.) Reklamcılıkta bu tavizi verebilen birisi Reklamcıların başkanı, gerisini siz düşünün artık!

Faruk Çağla
www.farukcagla.com